KİTAPLARIMIZ #3

Verimli bir namaz kılabilmek için öncelikle namaza bakış açımızı düzeltmeliyiz. Çünkü doğru bakış açıları ile kılınmayan namaz adetten ileri gitmez. Muhakeme etmeye yönlendirmez. Dolayısı ile insanı düzeltmez. Oysa namaz, insanı düzeltmesi gereken bir ibadettir. Namaz, “Allâhu Teâlâ’yı seviyorum” iddiasının ispatıdır. Yoktan yaratıp bize hayat ve imtihan hakkı vermesi ve lutfettiği tüm nimetler sebebiyle en çok sevilmesi gereken Allâhu Teâlâ’dır. Bundan dolayı her bir varlık onu sevmelidir. Sevgi, ispat gerektiren bir iddiadır. Bundan
dolayı Allâhu Teâlâ’yı sevdiğini söyleyen kişi, Allâhu Teâlâ’nın namaz emrini yerine getirerek iddiasını ispat etmelidir. Çünkü seven, sevdiğinin isteklerini yerine getirir.

Tevrat ve İncil’den sonra Kur’ân’ın gönderilmiş olması, Tevrat ve İncil’in aslının insanlar tarafından tahrif edilmesi sebebiyledir. Yeni anayasa gelince eskisinin hükmü ortada kalktığı için, Kur’ân geldikten sonra da eski kitapların hükmü kaldırılmıştır. Allâh’ın son anayasası olan Kur’ân’ın gelmiş olmasına rağ-men eski kitaplara tabi olan kimsenin durumu, eski anayasaya göre hareket ederek mahkemeye hazır-lanan kişinin durumu gibidir. Eski anayasaya göre hareket etmesi mahkemede ona bir fayda sağlama-yacaktır. Hatta ısrar etmesini mahkeme başkanı töhmet olarak kabul edecektir. Zira bu hareket, yenisini beğenmediği ve yenisini gönderene güvenmediği manasına gelmektedir.

Mümin, Allâh’a güvenen kimse demektir. Müslüman ise, emredilenin hikmetini anlamasa da “Madem ki beni yaratan, rızkımı veren ve hakkımda hüküm verecek olan Rabbim bunu emrediyor, öyle ise onu yapmalıyım” diyerek Allâhu Teâlâ’nın emrettiği her şeyi güç ve imkanına göre yerine getirmeye çalışan kimse demektir. Allâhu Teâlâ,

Kur’ân’daki tüm emirlerden mesul olduğumuzu ve ahirette bu emirlere göre hesaba çekeceğini (Hicr 92- 93, Zuhruf 44) beyan buyurmuştur. Bundan dolayı mümin ve müslüman olduğunu beyan eden herkes, Kur’ân’a göre nasıl bir mümin ve müslüman olduğunu, hangi emirleri yerine getirip getirmediğini muhasebe etmelidir. Zira öldükten sonra geri dönüp bunları düzeltme imkânı yoktur.

Bu kitap, Kur’ân’daki âyetlere göre Allâhu Teâlâ’nın kendini nasıl tanıttığını göstermek amacı ile hazırlandı. Amacım bu özellikleri benimseyip kabullenmeyi öncelik haline getirmektir. Zira öncelikle bu özellikleri kabullenmek ile mükellef olmasa idik Allâhu Teâlâ, en değer verdiği kitap ve rehberimiz olan Kur’ân’da bu özeliklerini zikretmezdi.

Allâhu Teâlâ, Kur’ân’da beyan buyurduğu bu özelliklerini benimseyip kabullenmek ve bunlara uygun kulluk yapmak hususunda cümlemizi muvaffak eylesin!

Evlilik, inanç değerlerini ne kadar benimsediğimizin sınandığı en kapsamlı imtihandır.
Bu kitap, ruhlar âleminde talep ettiğimiz imtihanın gereklerinden biri olan evlilik imtihanını
başarmak için yapılması gerekenleri göstermek için hazırlandı.
Amacımız, evlilik imtihanının kurucusu ve hüküm vericisi olan Allâhu Teâlâ’nın emir ve
tavsiyelerini öğretmek ve imtihanı başarmak için kullanılabilecek metotları göstermektir.

Kitabımızdaki maddeler fazla ve zor gelebilir. Ancak unutmamak lazım ki talip olduğu-
muz cennet, ucuz bir mükafat değildir. Basit bir ev ya da araba almak için yıllarca bir sürüzorluğa katlanan bizler, ebedi ve zahmetsiz yaşam yeri olan cennet için de evlilik imtihanının
zorluklarına katlanmalıyız.

Kaliteli duanın rehberi Kur’ân’dır.

İnsan, imtihanı kazanmak için gerekli kulluk ile alakalı ihtiyacının çoğunun farkında değildir. Allâh u Teâlâ, ihtiyaçlarının farkında olması için insana rehber olarak Kur’ân ve peygamber göndermiştir. Bundan dolayı imtihanını kazanmak isteyen kişi Kur’ân ve peygamber rehberliğinde dua etmelidir.Bu kitap, Kur’ân âyetlerine ve hadislere dayanarak kaliteli dua etmeye bir nebze de olsa vesile olması niyetiyle hazırlandı.